Almanya Anayasası’nın 75’inci yılı: ‘Göçmenler konusunda tek kelime yok’
ALMANYA – Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kuruluş günü de olan 23 Mayıs 1949’da yürürlüğe giren Almanya Anayasası’nın 75’inci yılı, dün Berlin’de geniş katılımlı bir devlet töreniyle kutlandı. Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, anayasanın demokrasi ve özgürlükleri koruduğunu söyledi. Anayasanın şu anda tehdit altında olduğunu belirten Steinmeier, anayasayı korumanın demokratik kurumların ve halkın görevi olduğunu vurguladı. Başbakan Olaf Scholz da bir video mesajıyla anayasanın 75’inci yılına ulaşmasını ‘kutlanmaya değer’ olarak niteledi, ‘ülkeyi yaşanır kılan tüm değerlerin anayasada yer aldığını’ ifade etti. Scholz da son yıllarda artan anayasa karşıtlarına dikkat çekti, anayasayı ve demokrasiyi korumak için ‘halkın etkin olmasını’ istedi. Son bir haftadır medyada yer alan değerlendirme ve yorumlarda da aşırı sağın güçlenmesiyle anayasanın tehdit altında olduğu hatırlatıldı.
KELTEK: GÖÇMENLER TEMEL İLKELERDE YER ALMALI
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW) Uyum Meclisleri Birliği Başkanı Tayfun Keltek de Almanya Anayasası’nı övdü ancak eksikliklerine de değindi. Anayasanın yazıldığı zamanla günümüzün farklarına dikkat çeken Kelten, Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu hatırlattı ve “Ne var ki, göç ülkesi ve göçmenler konusunda anayasada tek kelime yok” dedi.
Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunun anayasanın temel ilkelerinde yer alması gerektiğini söyleyen Keltek, göçmenler söz konusu olduğunda politikacıların anayasanın gereklerini yerine getirmediğini savundu. Örnek olarak, yerel düzeyde bile göçmenlerin seçim hakkının olmamasını gösterdi, bunun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtti. Almanya için Alternatif (AfD) partisi ile aşırı sağın yükselmesine dikkat çeken Keltek de anayasanın tehlikede olduğunu dile getirdi. Son yıllarda İslamcıların bir ‘tehdit’ olarak sunulduğunu hatırlatan Keltek, şu görüşleri ifade etti: “Siyasi suçlar üçte iki gibi büyük bir çoğunlukla aşırı sağcılar tarafından işleniyor. Üçte biri aşırı soldan, çok küçük bir oranda da islamcılardan. Ben, aşırı sağın anayasa için büyük bir tehlike olduğu kanısındayım.”
RİCHTER: DOĞU ALMANYA’DAN BİR CÜMLE YOK
Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Saksonya Eyaleti milletvekili ve eski hak savuncusu Frank Richter de Doğuluların anayasada yer almamasından şikayet etti. Saksonya Eyaleti kamu yayın kuruluşuna (MDR) konuşan Richter, “Anayasada Doğu Almanya’dan tek bir cümle yok” dedi. İki Almanya’nın birleşmesinin de anayasada yer almadığını hatırlatan Richter, şu görüşleri ifade etti: “İki Almanya birleştikten sonra yeni bir anayasa hazırlanması istendi. Bunun için bir kurul oluşturuldu ancak başarılı olamadı. Kurulda Batı Almanya’dan gelen hukukçular çoğunluktaydı, onlar yeni bir anayasa istemedi.”
Doğu eyaletlerinde anayasanın Batı’da olduğu kadar değer görmediğini belirtti Richter, bu durumu ‘anayasa için bir tehlike’ olarak niteledi. Doğu’da Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi otoriter liderlere ve otoriter rejimlere ‘özenti olduğunu’ söyledi. Dresden Üniversitesi’nin anketine göre Batı eyaletlerinde anayasaya destek yüzde 87 iken, Doğu eyaletlerinde yüzde 68 dolayında bulunuyor.
WAGENKNECHT: MİLYONLAR ANAYASA VE DEMOKRASİYE GÜVENİ KAYBETTİ
Sol Parti’den (Die Linke) ayrılıp kendi adıyla Sahra Wagenknecht Birliği (BSW) partisini kuran Wagenknecht, son yıllarda ‘yanlış politikalar’ yüzünden halkın anayasa ve demokrasiye güvenini kaybettiğini ileri sürdü. “İnsanların anayasa ve demokrasiye şüpheyle bakmalarını anlıyorum” diyen Wagenknecht, anayasa ile hayat gerçeği arasında makasın gittikçe açıldığını söyledi. Yaşlılar arasında yoksulluğun artmasını hatırlattı, “Bu durum, Anayasa’nın 1. maddesi olan, ‘İnsan onuru dokunulmazdır’ ilkesinin çiğnenmesidir” görüşünü savundu.
DEĞİŞİM VE ANAYASAYI KORUMA İHTİYACI
Medyada yer alan değerlendirme ve yorumlarda, anayasayı değiştirme ve koruma ihtiyacı olduğuna dikkat çekildi. Deutschlandfunk radyosu, savaş, iklim değişimi, göç, aşırı sağ, enflasyon ve enerji krizini hatırlattı, “Böyle bir dönemde anayasa yurtseverliği toplumu bir arada tutar mı?” sorusunu yöneltti. AfD’nin yükselmesine de işaret edildi ve bu sebeple Anayasa Mahkemesi’nin de tehlikede olduğu belirtildi. Anayasa Mahkemesi’nin yapısını düzenleyen yasanın, Federal Meclis’te basit çoğunlukla değiştirilebileceği aktarıldı, aşırı sağın çoğunluğu elde etmesi durumunda Anayasa Mahkemesi’nin yapısını istediği biçimde değiştirebileceği ifade edildi. Örnek olarak Polonya ve Macaristan gösterildi.
İLK 20 MADDE DEĞİŞTİRİLEMEZ
İnsan hakları ve özgürlüklerinin düzenleyen Almanya Anayasa’nın ilk 20 maddesi değiştirilemiyor. 146 madden oluşan anayasada şimdiye 67 değişiklik yapıldı. Anayasa Mahkemesi birçok kararıyla, federal hükümetlerden yasaları anayasa ilkeleri doğrultusunda hazırlamasını talep ediyor. Örnek olarak, 2021’de federal hükümetten iklim koruma konusunda daha çok etkin olmasını istedi.
GÖÇMENLERE YEREL SEÇİM HAKKINA İPTAL
Anayasa Mahkemesi, göçmenlere seçim hakkı konusunda da 1990 yılında önemli bir karar aldı. Hamburg ve Bremen eyaletleri, göçmenlere eyalet ve yerel düzeyde seçim hakkı tanımıştı. Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU), buna karşı Anayasa Mahkemesi’ne gitti. Anayasa Mahkemesi, göçmenlere seçim hakkını anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Anayasanın, “Her türlü devlet ediminin kaynağı halktır” cümlesinde yer alan ‘halk’ kavramını, ‘Alman yurttaşları, Alman halkı’ olarak yorumladı. Göçmenlere seçim hakkı verilecekse, bu ‘halk’ kavramının değiştirilmesi gerektiği yargısına vardı.